KARAGÖZ
Ne Demek , Anlamı Nedir? : Renkli bir
perdenin, adam boyunda ve orta yerinde, ince beyaz bezden yapılma, küçük bir
pencere biçimindeki
sahnenin arkasından yirmi-yirmi beş santim uzunluğunda deriden kesilmiş ve
boyanmış,
resimlerin
seyircilere gösterilmesi suretiyle oynanan oyun. Işık arkadan vurunca perdeye
bu iki boyutlu
şekillerin gölgesi
düşer. Seyirci bu gölgeleri izler. Vahdet-i vücud telâkkisine göre, âlem de,
tıpkı bu şekilde
bir gölgeden
ibarettir. Bu tip gölge oyunlarının kökeninin Çinlilere dayandığı söylenir.
Muhyiddin İbn Arabî,
Futûhat-ı
Mekkiyye'nin üç yüz on yedinci babında gölge oyununun, ne ifâde ettiğini şu
şekilde anlatır Ne Demek , Anlamı Nedir?
:
"Cenab-ı
Hakk'ın, cemi avalimi müdebbir olması meselesindeki işaretimizin hakikatini
bilmek isteyen, hayâl-i
sitâre'ye yani perde
hayâline ve suretlerine ve perdeden uzakta bulunup, asıl o suretleri oynatan ve
onların
lisanından konuşan
zât ile aralarında perde bulunan küçük çocuklara göre, o şekilde konuşanın kim
olduğuna
bir baksın. İşte
âlemin şekillerinde de durum böyledir. İnsanların çoğu, varsaydığımız o
çocuklar gibidir. Bu
bakımdan, ne şekilde
hicap ve gaflette olduğunu anlarsın. Ufak çocuklar bu toplantıda sevinç
içindedirler.
Gafiller de bunu
eğlence ve oyun olarak telâkki ederler. Âlimler ise, bundan ibret alma cihetine
giderler ve
Allah'ın bunu bir
örnek olarak koyduğunu ve yarattığını bilirler... Allah bu âleme nisbetle, bu
şekilde onların
misalinin hareket
ettiricisidir. Ve bu perde, mahlukat ve kainat üzerinde cereyan eden ve hâkim
olan İlâhî
kader sırrının
perdesidir. Durum bu iken, gaflet içinde bulunanlar, bu ibret dolu misali
eğlence ve oyuncak
kabilinden sayarlar.
Nitekim Allah tarafından "dinlerini lehv ve oyuncak haline
getirenler..." (En'âm/70)
buyurulmuştur.
Binaenaleyh, ilk
olarak perdeye vassâf (karagözcü) denen şahıs çıkar ve Allah'ı ululayan, öğen
bir hitabede
bulunur. Sonra
kendisini müteakib, perde arkasından perdeye gelen çeşitli şekillerle konuşur.
Sonra
seyircilere,
Allah'ın bu hayal perdesini, kullarına bir ibret misâli olmak üzere
yarattığını, ibret alsınlar diye
bildirir.
Sonra vassâf
perdeden kaybolur. Bu vassâf, biz insanlar arasında ilk mevcut olan, Hz. Adem
mesabesindedir.
Bizden kaybolması da, perde ve ilâhî gayb hicabı ardında ind-i rubûbiyette
kaybolması
şeklindedir. Allah
hakkı söyler ve doğru yola erdirir.
Halkın yarattığı bu güzelliği,hem de hiçbir temeli olmadığı halde,götürüp dine dayamanın ne gereği var?
YanıtlaSilHiçbir din yönü olmayan,bütün halklar gibi Türk halkının da,asla ve asla kendisine hiç lâyık olmamış devleti eleştirmek,alaya almak ve böylece,şu ya da bu ölçüde boşalmak için bulduğu bir oyunu böyle bulandırmak,haksızlıktır,halka saygısızlıktır.
Türk halkı;Nasreddin Hoca,Meddah,Karagöz...
YanıtlaSilbaşka halkların kültürlerinden de esinlenip etkilenerek buluyor.Nasreddin Hoca,İran'da; Meddah,Ortaçağ İtalyan Tiyatrosu'nda,Karagöz,gölge oyunu olarak hemen hemen bütün halkların kültüründe var.Donkişot ta eklenmeli.Sevgili ve büyük olan;halklardır,birbirleri ile her konuda olduğu gibi,bu tür konularda da alışverişleri,hep vardır.
Bunlar tarih,coğrafya,halkbilim...gerçeği iken,bu durumu getirip dine dayamak,nesnel ve bilimsel değildir;kandırmaya yönelik bir tutumdur.
Çok ve gerçekten gerekli olsa idi,bir tanrılı dinler,insanın ortaya çıktığı ânda başlamalı idi.Oysa,arada milyonlarca yıl var.
Bir de,paranın egemen olmaya başlaması ile
bir tanrılı dinlerin ortaya çıkması arasındaki ilişki;zaman,koşullar,ticaret yolları,kimin elegeçirilmesinin gerektiği ve birçok diğer durumlar dikkâte alınarak incelenmeli.
Karagöz'e bile din sıçratanlar,insanlık için iyi şeyler değillerdir.
Söylediklerinize kesinlikle katılmaktayım fakat bu blog copy paste mantığı ile çalışmaktadır yani bunları ben bilerek eklemiş değilim. Fakat hit alma söz konusu olunca özgün konuları işte bu şeklilde kullanma durumundayım. Anlayışla karşılıyacağınıza eminim.
YanıtlaSil