İKRAR
VERMEK Ne Demek , Anlamı Nedir? :
Tasavvuf
yoluna girenin, Allah'a yaklaşmak niyetiyle boynunu şeyhe teslim etmesi, bir
şeyhe, derviş
olduğunu ve verdiği sözden dönmeyeceğini ifade etmek demektir. Mevlevi şeyhi
Remzi Efendi
"Ta'birât-ı
Mevleviyye" adlı eserinde, Mevlevî ikrarını şu şekilde açıklar Ne Demek , Anlamı Nedir? : "Terk
ve tecrid ile çile-i merdâne
râğıb ve tahsil-i
saadet-i sermediyyeye tâlib olan âkil ve baliğ mükellef, evvelemirde, silsile
ve evradı ve tarz
ve etvârı tahkik
olunup sahib-i evlad ü iyâl olmadığı ve kâffe-i ilel-i sâriyeden salim olduğu
bilmuâyene zahir
olduktan sonra, o
kimseye keyfiyet-i çile ve ahvâl-i mücâhede kemâliyle ifâde ve tefhîm
edilir.Cümlesine
inkiyâd-ı tam ile
eyvallah gû surette, hey'et-i asliyyesiyle yani lâbis bulunduğu elbise ve
kıyafetle üç gün saka
yerine ik'âd olunur.
Bu üç gün zarfında, gerek ihvanından, gerek sâireden hiç kimse ile musâhebe ve
mükâlemede bulunmaz.
Hasbelicâb, yalnız içeri meydancısına ifade-i hâl ve bir haceti var ise, ondan
sual
eder. Evkat-ı
sâirede sükût üzere bulunur. Bu üslûb üzere üç gün tamam olduktan sonra, ol
sâlik şehzade
olsun, gedâzâde
olsun seyyan ve yeksan muamele edileceğinden, ibtidâ ayakçılık hizmeti verilir.
Onsekiz gün
sonra, kisve-i
asliyyesi alınıp hıfzedilerek sikke-i şerife ve tennure ilbâs olunur. İcâbında
liyâkat ve istidadına
göre hizmeti
değiştirilir. O sâlike artık "can", "nevniyaz",
"matbah canı" tâbir olunur. Her ne hizmet teklif
edilirse, cümlesini
eyvallahgûyî ve serfürûyî ile kabul ve hüsn-i rıza ve teslim-i can ile eda ve
ifâya sâî olup,
hiçbir veçhile red
güne muamelede bulunmaz. Kendinden ileride bulunan zâbitâne (mürebbisine) itaat
ve
riâyet üzere olub,
rızasına muhalif hareket etmez. Ondan destur ve izin almadıkça çarşı ve pazara
dahi
gitmez. Beş vakti
ihvanıyla eda ve her sabah namazı akabindeki "ism-i Celâl" i ve
meydan sünnet-i
seniyyesini
beraberce îfâ eder. Hâlî vakitlerde Kur'an okur. Büyüklerin menâkıbını dinler.
Ehlullah'ın
sohbetiyle meşgul
olur. Ancak memur olduğu hizmeti varken ibadat-ı nevâfile mesâğ-ı şer'î yoktur.
Rakabesini mürşide
teslim eden sâlikin hâli de böyledir. Fersiz bittabi müstesnadır". Sözünden
cayanlara ve
dervişlikten
çıkanlara "peyman şiken" (söz bozan) denirdi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder