HALK Ne Demek , Anlamı Nedir? :
Yaratma
anlamında Arapça asıllı bir söz. İnsanlara da halk denir. "Halka menfur
olmadan" yani
halkın nefretini
kazanmadan, "Hakk'a makbul olunmaz" atasözü özellikle Melâmîlikte
tasavvuf yoluna girenin,
halktan ayrılması,
kendini kulluğa vermesi gerektiğini, inancı, kılık-kıyafeti bakımından halkın
nefretini
kazanabileceğini
yahut kendisiyle alay edileceğini, fakat bu hâle düşmeden de Hak katında makbul
olunamayacağını
bildirir. Melâmet meşreb tasavvuf erbabında daha ziyade belirginlik kazanan bu
hal,
tasavvufî yolda elde
edilen bazı marifetin halk tarafından yanlış anlaşılabilirliğini; aslında bunun
saklanması
icabederken
açımlanması durumunda, kişinin refüze edildiğinde, buna katlanmak gerektiğini,
bu hâlde sabırlı
davranıp, kendini
Allah'a vermeyi öğütlediğini söylemek, daha doğru olacaktır. Zira, Hz.
Peygamber'e göre
toplumun içinde
yaşayıp, oradaki sıkıntılara katlanmak, tek başına insanlardan uzak, dağ
başında yaşamaktan
daha üstündür. Yine
Hz. Peygamber (s)'in "töhmet mahallerinde bulunmayın" tavsiyesi de,
insanları yanlış
zanlara sevketmemek
açısından, topluma ait sosyal kültürün şeklî unsurlarını tatbik mevkiine
koyduğunu göz
önünden uzak
tutmamak gerekir. Bazı tasavvuf okullarının, şekilciliği reddetmelerine
karşılık, bir başka
şekilcilik içinde
kalmaları, gerçekten ilginçtir.
Halka verir talkını,
kendi yutar salkımı Ne Demek , Anlamı
Nedir? : "Niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz?" (Saff/2)
âyetinden
mülhem bir
atasözüdür. İslâm'a gönül verip, ısrarla savunduğu halde, onun büyük bir
bölümünü uygulama
mevkiine koymayanlar
için, bu atasözü çarpıcıdır. Zira, insan inandığını yaşar, ondan sonra onu
başkalarına
tavsiye eder.
Yaşamadan tavsiyeye, anlatmaya yönelmek samimiyetsizliktir, ikiyüzlülüktür.
Halk kelimesi,
Kur'an-ı Kerim'de mastar olarak yaratma (Kâf/15), yaratılmış (Nisa/119) ve
bazan da iki
manaya (A'râf/54)
kullanılmıştır. Mişkât'ta nakledilen bir Kutsi Hadis'te "Ben'den
başkasından bir şey uman,
Beni tanımaz, Beni
tanımayan Bana kul olamaz, Bana kul olamayana da gazabım vacip olur. Ben'den
başkasından korkana
azabım helâl olur". Allah'ın nimetlerine, sınamasına karşı çıkmaz,
Rabbisine kızmaz,
O'nu itham etmez,
va'dinden şüphe etmez, başkalarına şikâyet etmez, şikâyeti tamamen Allah'adır,
zira
nasibine sabr ve
razı olmaya muvaffak kılmak, Allah'ın elindedir. (Abdülkadir el-Geylanî,
el-Kadiyyetu li-Talibi
Tarîkı'l-Hak, c. 2,
s. 173) imam Kuşeyrî de, "mahlukun, kendisi için bir zarar veya yarar
sağlamak gücü yok
iken, nasıl olur da
başka birinden bunu ister. Bu, hapistekinin, yine hapiste bulunan birine bağlanmasına
benzer" der.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder