15 Mayıs 2012 Salı

ÇİLE Ne Demek , Anlamı Nedir?


ÇİLE  Ne Demek , Anlamı Nedir? : Farsça, kırk anlamına gelen çihil'den düzenlenmiş bir terim. Bir şeyh nezaretinde derviş, karanlık bir
hücrede yalnız başına kırk gün süre ile az uyumak, az yemek, az içmek ve mümkün mertebe sürekli ibadetle
meşgul olur ki bu olaya, çile denir. Bu, nefsi eğitmek için belirli bir süre halktan uzak kalıp olgunlaşmayı elde
etmek için yapılır. Tasavvuftaki çile, ömür boyu değildir, sadece kırk gündür. Zira tasavvufta esas olan, "el
kârda, gönül yârda" yani "el günlük maişet teminiyle meşgul iken, kalb Allah ile beraber olmaktır". Nitekim,
Nur Suresinin 37'nci âyetinde bu husus, şöyle desteklenir  Ne Demek , Anlamı Nedir? : "Ticaret ve alışverişin Allah (c.c)'ı zikirden
alıkoymadığı erkekler..."
Çileye, Arapça olarak erbain de denir. Hemen hemen her tekkede, eskiden bu iş için bir veya birkaç hücre
bulunurdu. Çile olayı şöyle cerayan ederdi  Ne Demek , Anlamı Nedir? : Şeyh, dervişi çile odasına güsul abdestli olarak dua ile sokar,
Fatiha çeker, kapıyı kapayıp giderdi. Odada bir post, yahut seccade, bir mütteka (bkz. müttekâ) ve hücrenin
rafında bir Kur'an-ı Kerim bulunurdu. Derviş, bu hücreden, sadece gerekli olduğu zaman çıkardı  Ne Demek , Anlamı Nedir? : Tuvalet,
abdest, cuma namazı vs. gibi. Çıktığında kimseye bakmaz, kimseyle konuşmazdı. Yiyeceğini, içeceğini, belirli
vakitte bir derviş getirip hücreye bırakıp, selamdan başka bir söz konuşmazdı. Geleneklere göre, çileye girene
ilk gün kırk zeytin verilir, her gün bir eksilterek (39, 38, 37, 36, 15 ila...) kırkıncı gün sadece bir zeytin
verilirdi. Yiyeceğin zeytin olması, Nur suresi'nin 35. ayetinde de ifade edildiği gibi (min şeceretin mübâreketin
zeytûnetin), onun mübarekliğinden kaynaklanmaktadır. Derviş çileden çıkınca, kırk gün içindeki tefekkür ve
rüyalarını şeyhine anlatırdı. Şayet Şeyh, gerek görürse onu hemen ikinci bir çileye sokardı. Birbiri ardınca üç
çile çıkaran olurdu. Derviş çileyi bitirip hücreden çıkınca, şükür kurbanı kesilir, kesilen kurbanın et suyuyla
hazırlanan tirid yemeği ona sunulur, diğer ihvanı da onu tebrik ederdi. Günümüz Türkiye'sinde, bu uygulama
hemen hemen kalkmış gibidir. Bunun sebebini sorduğumuz mürşid-i kamiller, "devrimizde helal rızık
kalmamıştır. Çileye giren, hem az, hem de şüpheli yiyecekle bu uygulamaya tâbi tutulursa, görme, işitme,
konuşma gibi bazı özelliklerini kaybedebilir. Devrimiz zâten çile devri, değildir, dış âlemde gezip nefsini
zaptetmek de yeterlidir" cevabını verdiler. Mevlevîlerin çilesinin mutfakta 1001 günlük hizmet ile olduğu
kaydedilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Meraklı Bilgiler Bloguna hoşgeldiniz.